Suha ÇalkıvikNTV-MSNBC
Güncelleme: 10:57 19 Temmuz 2005 Salı
İSTANBUL - Oyunda, Engin Cezzar, Payidar Tüfekçioğlu, Macit Sonkan, Ali Sürmeli, Müge Arıcılar, Güneş Hayat, Özgür Erkekli, Alptekin Serdengeçti, Murat Karasu, Gülen Çehreli, Merih Atalay, Ayşe Tunaboylu, Ergun Akvuran, Saydam Yeniay, Ömer Hüsnü Turat, Kemal Topal, Özgür Yalım ve Edward Aris rol alıyorlar.
Usta tiyatro adamı Engin Cezzar, Devlet Tiyatrosu sanatçısı Payidar Tüfekçioğlu ve 13 Temmuz 2004’te öldürülen Devlet Tiyatrosu sanatçısı İsmail Hakkı Sunat ile birlikte ‘Ayaktakımı Arasında’ oyununun başarısı üzerine konuştuk. Evet, yanlış okumadınız ... İsmail Hakkı Sunat da aramızdaydı. Eşi, tiyatro sanatçısı Deniz Uğur Sunat, söyleşimiz sırasında hem kendi izlenimlerini hem de İsmail Hakkı’nın ona fısıldadıklarını bize aktardı.
Deniz Uğur Sunat- Ayrıcalıklı oyuncular vardır, ayrıcalıklı aktörler vardır. Işığı olan oyuncular... Sahnede 40 kişi olsa bile, herkes onları izler. Onlardan yola çıkarak oyunu izler. İşte böyle ayrıcalıklı üç tane aktörün aynı oyunda buluşması, büyük bir şans bizler için, yani izleyiciler için. Bir de, bir oyuna çalışırken, onu ne kadar sahiplendiğinle ilgili. Oyunculuğa nasıl baktığın, işine nasıl sahip çıktığın, ne kadar disiplinli olduğunla da ilgili bir şey. İsmail Hakkı, bir proje sahneleneceği zaman, prova sürecine kadar, sanki oyunun yönetmeni olacakmış gibi araştırma yapardı, kendine dosyalar hazırlardı, farklı görüşler alırdı. Sonuçta bir senteze ulaşıp, kendi aktörlük yorumunu ortaya koyardı. Çok birikimli ve işini inanılmaz derecede seven bir insandı. Maksim Gorki’nin ‘Ayaktakımı Arasında’ oyununu da özellikle çok sevmişti. Çünkü edebi olarak çok değerli bir eser olduğuna inanırdı. Çehov ile Gorki’nin mektuplaşmalarından bahsetmişti bana provalar sürecinde. Çehov, kritik etmiş eseri ve uzun bir metin olduğunu söylemiş, “sahnelenmesi zor olacaktır, ama edebi olarak son derece lezzetli ve değerli bir metin bu” demiş. Ama buna rağmen, Maksim Gorki sahnelenmesini istemiş. Gerçekten de sahneye konması kolay bir eser değil. Kırpılmadan, kesilmeden, değiştirilmeden ya da çok farklı yorumlar katılmadan, olduğu gibi sahnelenmesi kolay bir oyun değil ve müthiş bir başarı kazandı, bu ayrıcalıklı insanlar sayesinde.
Payidar Tüfekçioğlu- Ayrıca, İsmail’in bize Akira Kurosawa’nın ‘Ayaktakımı Arasında’ filmini izlettirmesinin de çok büyük katkısı oldu. O yorumu izlemek önemliydi bizim için.Deniz Uğur Sunat- ’Ayaktakımı Arasında’ çok özel bir dönemi anlatıyor. Rolünü çok sevmişti İsmail Hakkı. Oynadığı kişi Vasili Pepel, bir hırsız. Fakat, birçok şeyi sorgulatıyor insana oyunun içinde. Neden hırsız olmuş bu adam? Aynı şey, bütün karakterler için de geçerli. Dibe çökmüş insanların öyküleri. Ne, onları o hale getirmiş? İsmail Hakkı, bu oyunun ruhunu çok iyi kavramıştı. Bu oyun, onun ruhunu çok besleyen bir oyundu. En son oynadığı oyunun ve ödül aldığı oyunun, bu oyun olması, benim için çok anlamlı. Prömiyer gecesi oyundan sonra, kulise girdiğinde haykırdığı bir sözünü biliyorum: “Vasili Pepel, benim!”
Engin Cezzar- Haklıymış. Haklıymış ki, çok başarılı oldu. Bu oyunda bana rol teklif edildikten sonra, diğer oyuncuların kimler olduğunu öğrenmek istemiştim. Pepel rolü boştu. Zorlanıyordu yönetmen. Ben de “niye zorlanıyorsun? Pepel burada, içimizde, yanımızda.” demiştim. İsmail’le 10 yıl önce, ‘Kadı’ adlı oyunu yönettiğimde tanışmıştım. Çok sevmiştim, yeteneğine hayran olmuştum daha o zaman. İşte böyle bir soru sorulduğu zaman, ben “kesinlikle Pepel’i oynayacak bir tek insan var Devlet Tiyatrosu kadrosunda, o da İsmail” demiş, çok ısrarcı olmuştum. Deniz Uğur Sunat- Seyirci olarak bizim için de inanılmaz lezzetliydi, sizin o paslaşmalarınız, o sahneleriniz.
..........
Yazının Devamı..
http://www.ntvmsnbc.com/news/333497.asp adresinde..